Share This Article
Bitcoin fırtınası özellikle 2017 yılında öyle bir esti ve gürledi ki, kripto sanal para birimlerini herhalde duymayan bilmeyen kalmadı. Bitcoin fiyatlarındaki yüksek değer artışları, Bitcoin’e olan ilginin patlamasına sebep olurken, toplumda yaygın bir kesime ulaşmayı başarmış durumda.
Kuşkusuz bu noktada Bitcoin’in bu derece popüler olmasının altında, dünyanın teknolojik devrimlerini hızlı bir şekilde gerçekleştiriyor olmasından kaynaklanıyor. Hızlı teknolojik gelişim beraberinde sistematik devrimleri ve değişimleri de tetikliyor. Kripto para sistemi de bu hızlı değişimin önemli bir parçası. Günümüzde her ay onlarca ICO ( Initial Coin Offering) gerçekleşirken, coin arzları sayesinde onlarca farklı coin borsasında, yüzlerce kripto para işlem görmeye devam etmekte. Kripto para dünyası son 3-4 yıl içerisinde tahmin edilemeyen bir gelişim süreci yaşayarak, diğer taraftan öngöremediğimiz parasal sistemlerin değişkenlik göstermesine sebep olmaya devam ediyor.
Kripto paralarının geleceği konusunda şimdiden ortaya atılan bir çok teori var. Bu teorilerin bazıları çöp olurken, bir kaçının gerçekleşmesi durumunda bile dünyadaki parasal sistemi kökünden değiştirebilecek bir alana doğru hızla sürükleniyor olabiliriz. Blockchain teknolojisi daha şimdiden devrim niteliğinde bir çok ülke ve kurumsal yapıların takibinde. Özellikle finansal sistemde bankacılık sektöründe köklü değişimler bizi bekliyor olabilir. Estonya son yıllarda yaptığı teknolojik yatırımlar sayesinde “İnternet Cumhuriyeti” olarak anılmakta ve bir çok teknolojik devrimin ilk olarak deneme tahtası olarak kullanıldığı ülke konumunda. “Estcoin” adı verilen sanal para birimi uygulamasına ilk geçecek ülke olan Estonya, dijital paranın resmi anlamda yaygınlaşmasını tetikleyebilir.
Günümüzde bir çok ülkede nakit para kullanımının oranı düşmüş durumda. Danimarka ve İsveç gibi ülkelerde neredeyse peşin ödeme devri kapanmış durumda. Para transferlerinin %90’ı banka kartı sistemiyle yapılırken, bu oranlar dünyanın bir çok ülkesinde de azımsanmayacak yüksek oranlara ulaşmış durumda. Kısa bir gelecekte paranın yüzünü dahi göremeyecek hatta elle dahi tutamayacak yeni nesiller için dijital paranın kullanımı çok olağan dışı olmayacaktır. Bankacılık sistemindeki elektronik ödeme sistemleri yerini kripto para birimleri ile Blockchain sistemine bırakıyor.
Bitcoin para birimi kullanımı kripto para sisteminde ki piyasa payı %80 civarında. Geri kalan %20’lik kısımda ise yüzlerce kripto para birimi ödeme aracı olarak işlem görmeye çalışıyor. Son 1-2 yılda önplana çıkan Litecoin, Ethereum, Ripple, Dash, Tether, NEO, NEM, Qtum, Zcash ve Monero gibi birçok kripto para birimlerinin kripto borsalarda işlem hacmi hızlı bir artış göstermekle birlikte piyasa değerleri ise küçümsenemeyecek boyutlara şimdiden ulaşmış durumda.
Bitcoin’in bu yazının yazıldığı tarih itibariyle, 11 Ekim 2017, $4790 işlem görerek $79.85B piyasa değerine ulaştığı görülmekte. 1999 yılında ağırlıklı olarak teknoloji şirketlerinin işlem gördüğü Nasdaq borsasının toplam değeri 5.4 Trilyon Dolara ulaşmıştı. Bir çok çevre tarafından yakın bir gelecekte Kripto Para Piyasasının da toplam değerinin 5 Trilyon Dolara ulaşması bekleniyor. Bu beklenti kesinlikle ulaşılması zor olan bir hedef değil. Keza sadece Bitcoin için 2022’ye kadar ki süreçte gelişim, yaygınlaşma ve kullanım hızına bağlı olarak $100,000 fiyat seviyesine ulaşması hayalden öte gözükmüyor. Değer kazancının temel sebebinde her ne kadar teknoloji devriminin hızlı gelişimi gösterilse de, bu devrimin resmileştirilmesi yine dünyadaki ülkelerin regülatörleri tarafından yasal mevzuat altına alınmasında saklı. Çin, Güney Kore, Filipinler, Singapur, Hong Kong gibi uzakdoğu ülkeleri bu teknolojik devrime daha sıcak bakan ülkeler arasında gösteriliyor. Avustralya ise yine diğer uzakdoğu ülkeleri gibi kripto para piyasası için önemli düzenlemelere gitmiş durumda. Ancak kripto para piyasasının gelişimi için henüz gelişmiş Avrupa ülkelerinin yanı sıra, ABD ve Japonya devreye girmemiş durumda. Yüksek olasılıkla hızlı gelişimim sonrası düzen içerisindeki düzensizliğin yeniden düzene girmesi sonrasında gelişmiş ülkelerde bu değişime yasal mevzuat düzenlemeleri ile ayak uydurma zorunluluğunda olacaklardır. Düzen içindeki düzensizlik elbetteki ortaya çıkan yüzlerce irili ufaklı kripto paranın sıfırlanmasıyla ortadan kaybolacaktır. Çoğu kripto paranın değerinin sıfırlanması, yeni bir düzen oluşturacak ancak bu yeni düzen eskisine nazaran daha sağlam temellere oturtulmuş olacak. Bu düzensizliğin içindeki kaos yapısında kısa sürede para kazanma hayalleri ile yüzlerce kripto para birimine yatırım yapan spekülatörlerin bir kaşık suda boğulması kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla Türk halkının her yeni dönemde tipik bir davranış biçimi olan kısa yoldan köşe olma sevdası, ortaya çıkan yüzlerce kripto para yatırımda buharlaşıp gidebilir. Olaya uzun vadeli bakış açısıyla riskleri her zaman iyi dağıtma bilincinde yaklaşmak gerekir.