Aslında borsalarda alınan hisse senetleri ve fonlar ile pazardan alınan elma ve domates arasında pek bir fark yoktur. Nasıl elmayı, domatesi ve hatta arabanızın benzinini de mümkün mertebe en ucuz olduğu dönemde alıyorsanız, hisse senetleri ve fonlarda da aynı prensibe göre hareket etmelisiniz.
Geleceğinize yatırım yapmak ve bunu en kısa sürede gerçekleştirmek istiyorsunuz. Kısa vadede yüksek kazanç elde etmeyi beklemek, genelde yatırımcıların ilk dönemlerine mahsus bir istekmiş gibi gözükse de, aslında bilgi ve deneyim sayesinde gerçeğe dönüştürülebilir bir hedeftir.
Borsa ve forex piyasaları kendine has iç dinamiklere sahiptir. Bir finans piyasasında izlediğiniz stratejiyi, bir diğerinde de uygulamanız aynı sonuçları vermez. Her iki piyasayı da iyi şekilde tanımalı ve birikimlerinizi değerlendirme aşamasına geçmeden önce hedeflerinize en uygun piyasayı seçip, nasıl hareket edeceğinizi ortaya koymanız gerekir. Kısa vadede kazanç elde etmek mümkündür, ancak risklidir. Fakat bunun yanında riski sınırlandırmak da mümkündür.
Hisse senetlerinin fiyatları her şirket için farklılık gösteren bir çok öğenin bir araya gelmesiyle belirlenir. Ancak hala “hisse senedi fiyatları nasıl belirlenir?” sorusuna bir cevap vermiş değiliz. Hisse senetlerinde yaşanan düşüş ve yükselişini doğru bir şekilde anlayabilmek için ilk önce arz-talep dengesinin etkilerine bakmamız gerekir.
Farklı sektör ve şirket çeşitliliği sayesinde farklı stratejilere de açık olan hisse senetleri, yatırımcılar açısından karlı bir yatırım enstrümanı olmaya devam ediyor. Halka açılan şirketlerin çıkarttığı bir kıymetli evrak olan hisse denetleri, portföyünüzü büyütmek için en iyi seçeneklerden biridir. Kardan pay almanıza olanak sağlamasının yanında, oy kullanma hakkı ve yönetime katılma gibi özellikleri de bulunan hisse senetlerinde alım-satım yaparak yatırımlarınızı kolayca değerlendirebilirsiniz. Peki, ama nasıl?